Bulgaristan’da neler yapılabilir?
Roma’dan Osmanlı’ya kadar birçok tarihe ev sahipliği yapmış, eşsiz doğa manzaralarıyla donatılmış, çeşit çeşit kayak pistleri bulunan, sahillerinde çok para dökmeden doya doya güneşin tadını çıkarabileceğiniz bir ülkedir Bulgaristan.
7 milyona yakın nüfusun bulunduğu Bulgaristan’ın büyük çoğunluğu yerli halktır. Yerli halkın haricinde Türk, Roman, Rus, Musevi ve Ermeniler de vardır. Bulgaristan Türk halkının yoğun olduğu ülkeler arasındadır. Bu nedenle Bulgaristan’a gittiğinizde çok sayıda Türk vatandaşa rastlamak mümkündür.
Bulgaristan’da her mevsim tatil yapma olasılığınız vardır. Kışın, yelpazesi çok geniş kayak pistleri, yazın da birbirinden güzel sahil beldeleri sizi karşılayacaktır. Ilıman bir havaya sahip olan bu ülke kışın ortalama 0 derece olurken yazın ise ortalama 22 derece civarlarındadır.
Birçok kültüre ev sahipliği yaptı
Tarih bakımından birçok kültüre ev sahipliği yaptığı için ülkede her döneme ait yapıtların izlerine rastlamak mümkündür. Özellikle tarihsel açıdan Sofya, Varna ve Plovdil görülmesi gereken şehirlerin başında gelmektedir. Sofya’ya gittiğinizde şehrin sembolleri arasında olan ve Osmanlı-Rus savaşında ölen Slav askerleri anısına yapılan Alexsander Nevski Katedrali’ni görebilirsiniz.
Ardından şöyle biraz daha eskilere giderek 4. yüzyılda inşa edilen ve Sofya’nın en eski korunan yapıtı olarak bilinen St. George Rotunda Kilisesi’ne uğrayarak zarif mimarisine tanık olabilirsiniz. Başka bir seçenek olarak Mimar Sinan’ın yapmış olduğu Avrupa’nın en eski camilerinden Banyabaşı Cami’nde Osmanlı esintisi ile karşılaşabilirsiniz.
Varna’ya gittiğinizde ise Alexsander Nevski Katedrali’nden sonra Bulgaristan’ın en büyük katedrali olan ‘Katedral’i gezebilirsiniz. Daha sonra 19. yüzyılda Viyanalı bir mimar tarafından yapılan ve günümüzde resmi görüşmelerin yapıldığı Evksinograd Sarayı’nı ziyaret edebilirsiniz.
‘Baba Marta’ günleri
Eski Osmanlı şehri olan Plovdiv (Filibe) en eski yerleşim yerlerinden birisi ve Sofya’dan sonra Bulgaristan’ın en büyük şehirlerindendir. Birçok kültürün bir arada yaşadığı bu şehirde I. Murat zamanında yapılan Cuma Camii’ne gidebilirsiniz. Yalnızca birkaç tane cami bulunan bu şehirde Cuma Camii en büyüğüdür. Caminin altında bir de Türk kafesi vardır. Hazır oraya kadar gitmişken hemen karşısında bulunan Roma Stadyumu’nu ziyaret etmeniz önerilir. Bu stadyum Romalılar zamanında olimpiyatlar için yapılmıştır ve sadece bir kısmı günümüze ulaşmıştır.
Bulgaristan baharı ‘Baba Marta’ günleriyle karşılar. Bu günlerde yakın akrabalar ve arkadaşlar, beyaz ve kırmızı yünden yapılan ‘martenitsa’ adını verdikleri, yıl boyu sağlık ve güç getirdiğine inandıkları bileklikleri birbirlerine hediye ederler. Baharı Bulgaristan’da karşılayacak olursanız çoğu insanın bileğinde bu bileklikleri görebilirsiniz. Ülke dışından gelenler genel olarak martenitsayı hediye olarak alırlar.
Mutfak kültürü
Türkiye’ye yakın komşu olan Bulgaristan’ın yemek kültürleri de Türkiye ile benzerlik göstermektedir. Balkan izleri taşıyan bir mutfak kültürleri vardır. Bulgar mutfağı, sebze ve meyve açısından oldukça çeşitlidir. Mutfaklarında süt ve süt ürünlerinde fazlaca yer verirler. Lukanka, lütenitsa, sirene, banitsa, shopska salata, kifla, tikvenik ve kebapche ünlü yemekleri arasındadır. Şunu da söylemek gerekir ki; Bulgarlar etli yemekleri çoğunlukla domuz etinden yapmaktadırlar. Eğer domuz eti yemek istemiyorsanız sipariş verirken mutlaka domuz eti istemediğinizi belirtiniz.
Gül kokulu sabunlar
Tatilinizden hatıra olarak sevdiklerinize hediye almak istiyorsanız Bulgaristan’ın gül kokulu parfümleri çok meşhurdur. Parfüm tercih etmezseniz yine aynı şekilde gül kokulu sabunlardan alabilirsiniz. Gittiğiniz yerlerdeki hediyelik eşya dükkânlardan orayı hatırlatabilecek anahtarlık ve kupa satın alabilirsiniz. Aynı zamanda gittiğiniz kültürel alanlardaki yapıtların bibloları da oluyor, bunlara da hediyelik eşya dükkânlarından kolaylıkla sahip olabilirsiniz.